Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Arda Güler'i Fenerbahçe Altyapısına Getiren Sihirli El: Serhat Pekmezci

Sene 2017.. Ben ve sevgili dostum B. Buğra Soysal, bir okul projesi kapsamında o dönem Altınordu Futbol Kulübü'nün Şef Scout'u Serhat Pekmezci ile Altınordu'nun altyapı ekosistemine dair bir röportaj yapmıştık. Arda Güler'i 14 yaşında Gençlerbirliği altyapısından Fenerbahçe'ye getiren Pekmezci, şimdilerde kesinlikle konuşulması ve takdir edilmesi gereken bir isim.  Bugün, Türk topraklarından yetişen bir futbolcu lig tarihinin en yüksek bonservis bedeliyle dünyanın en büyük futbol kulübüne transfer oluyorsa, bunda Pekmezci'nin büyük bir katkısı var. Serhat hocayla yaptığımız röportajı hem dijital hem de fiziksel olarak saklıyordum. Sanırım bir okul projesi olmaktan çıkarıp yayımlananın zamanı geldi. Google Drive'da ufak bir aramanın sonucu olarak sohbetimizi buldum. İşte Buğra ile yaptığımız Serhat Pekmezci röportajı. Altınordu altyapılarında uygulanan sistemin hayata geçme sürecinden bahseder misiniz? Kulüp başkanımız Mehmet Seyit Özkan, öncesinde hem futbol
En son yayınlar

Google, sanal bir diktatör olabilir mi?

Soru şu: "Google, bugünü, yarını ve geçmişi kontrol edebilen sanal bir diktatör olabilir mi?" Neden böyle bir soru sorduğumu, Google'ın kişisel bilgilerimize nasıl davrandığını inceleyerek görebiliriz. Açıkçası bilgilerimizin saklandığı, çok da büyük bir sır sayılmaz. Bugün ortaya atılan bir iddia, bu düşünceyi destekleyecek türden. Tartışmaların odağında bu kez, Google Asistan var. Dijital çağda, artık bize ait olan özel bir şeyimiz yok denecek kadar az. İnternet ve bilhassa Google, adım attığımız her yerde dijital ayak izlerimizi kayıt altına alıyor. Google aramalarınızdan yola çıkarak ne yaptığınızı, ne yapacağınızı ve nelerle ilgilendiğinizi tarayıp veri tabanlarında biriktiriyor. Teknoloji devinin, dijital bir evrende pek çok etnik, politik ve sosyolojik yapılaşma üzerinde dev bir hakimiyeti var. Bu manada Google geçmişe, bugüne ve yarına müdahale edebilecek kadar veriye sahip diyebiliyoruz. 1984 isimli romanıyla faşist ve baskıcı bir düzenin portresini çizen Geo

hands | filmed by me

Yeni medyada gazeteci kimliği

Yeni medya, diğer bir deyişle ‘Alternatif medya’, 2000’li yılların başında gelişen web 2.0 teknolojisiyle beraber ana akım medyanın aksine topluma, içerik ve söylem olarak çok daha farklı imkanlar sunan bir platforma evrildi. Yeni medya, klasik medyanın tek taraflı iletişim sunan modelinin aksine üreticilerin ve tüketicilerin aynı ekosistemin bir parçası olmasını sağladı. Ancak bu yeni düzenin beraberinde getirdiği birçok sorun da kamuoyunu oldukça meşgul ediyor. Günümüzde iletişim teknolojilerindeki hızlı ilerlemeler yeni medya, internet ve sosyal medya gibi pek çok yeni kavramın medya literatürüne girmesini sağladı. Bu yeni oluşumlar sosyolojik, kültürel ve ekonomik alanda da birçok değişim ve dönüşümleri beraberinde getirdi. Yeni medya, teknolojiyi tanımlayan donanım ve yazılımın yanı sıra bireysel ve toplumsal bir boyut da içermekte. Bireysel açıdan ele alındığında yeni medya insanların iş yapma, çalışma, eğlenme ve düşünme yöntemlerini, yaşam biçimlerini, haber üretim ve tüketi

Nereye böyle

Işığın olmadığı bir yolda kör topal ilerliyoruz. Üstelik fenerimizin pili de bitmek üzere. Henüz farkında değiliz ama bu zorunlu istikamet çıkmaz sokağımız olacak. Öyle ki gündüzlerimiz bile kararmaya başladı kırmızı ekranlarda gelen "son dakika" haberleri ile. Neredeyse her gün yazılı ve görsel medya aracılığıyla acı haber bombardımanına maruz kalıyoruz. O nedenle haber uygulamalarından gelen bildirimlere dahi bakmaya çekiniyorum artık.  Vaziyet böyle olunca insan gündelik yaşamını dahi idame ettirmeye zorlanıyor. Beşiktaş Vodafone Arena Stadı yakınında  gerçekleşen hain terör saldırısı sonucunda 44 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hepsinin bir bekleyeni, seveni ve yarını vardı. Sabah anneleriyle, babalarıyla , eşleriyle vedalaştılar geri dönebilmek umuduyla. Ancak olmadı. Kahpe terör saldırısında hayatlarıyla beraber umutlarını da kaybettiler. Beşiktaş'taki saldırı bir kez daha gösterdi ki, şans eseri yaşıyoruz bu ülkede. Oradan geçen ben de olabilirdim, bu yazıyı oku

Fidel'in ardından

Küba'nın efsanevi lideri Fidel Castro, geçtiğimiz günlerde 90 yaşında hayata gözlerini yumdu. Yaşamı boyunca kimilerinin diktatör, kimilerinin de kahraman olarak nitelendirdiği Fidel Castro’yu anlamak için tarih sayfalarına bakmak, cevabı bulmak için yeterli olacaktır. Fidel de böyle düşünmüştü. 1953 başlarında Batista diktatörlüğünü yıkmak amacıyla küçük bir grup oluşturan Castro, 26 Temmuz'da Santiago'daki Moncada Kışlası'na 165 arkadaşıyla birlikte bir baskın düzenledi; ama başarısızlığa uğrayarak tutuklandı. 16 Ekim 1953'te Santiago'daki Küba Yüksek Mahkemesi'nde yapılan yargılamada "Sayın yargıç siz beni mahkûm edin! Tarih beni haklı çıkaracaktır!" cümlesiyle biten ünlü savunması bunun en güzel kanıtıydı. Fidel Castro’nun şu ünlü sözü verdiği mücadelenin felsefi temeline ışık tutuyordu adeta; “Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorundadır?” Fidel, ülkesi Küba için sosyal ve antiemper

Çıkmaz Sokak: İslamafobi

Dünya'da, özellikle de Avrupa siyasal hayatında popülist ve aşırı sağ söylemler güç kazanmış durumda. İşin korkutucu yanı ise, bu yabancı karşıtı ve aşırı sağ politikaların halk tarafından karşılık buluyor olması. Bunun en somut örneği ise, aşırı söylemleri ve korkutucu vaatleri ile uzun zamandır Amerikan ve Dünya kamuoyunu meşgul eden, başkan adayı Donald Trump. Amerika'da başkanlık aday adayı olup olamayacağı bile tartışılan Donald Trump şuan Hillary Clinton'la beraber başkanlık için en güçlü iki isimden bir tanesi. Trump kendini bir milyarder, usta bir anlaşmacı ve her şeyi halledecek bir milliyetçi olarak tanımlamakta. Hillary Clinton, Trump'ı "İnsanları kışkırtmak için yabancı düşmanlığı, panaroya, önyargı ve milliyetçiliğe dayalı" demogojik bir çizgi" peşinde koşan biri olarak tanımlamakta.  Ortadoğu ve İslam dünyası hakkında önemli makalelere imza atmış olan Daniel Pipes, bu tarz bir siyasetin Amerikan siyasetinin yanında yöresinde örneği yoks